TYPOLOGIES

Cultural

+ 2
DIFFICULTY

MIN. AGE

ŞAVŞAT & HEMŞİN YAYLALARI

Hemşin Yaylaları

  • Hemşin'in dik vadilerinden Şavşat'ın geniş yeşilliklerine, koşturmasız Rize ve Artvin
  • Yayla ve göllere doğa yürüyüşleri
  • Manzarası ile nefes kesen HuserSal & Pokut Yaylaları
  • Ekolojik yapısıyla ünlü Fırtına Vadisi
  • Cittaslow (Sakin Şehir) ünvanlı Şavşat
  • Palovit & Delikkaya Şelaleleri
  • 360 derecelik doyumsuz manzarasıyla günbatımında Huser Yaylası
  • Tarihi konaklar, köprüler
  • Ardanuç ve Cehennemdere Kanyonu
  • Şavşat Peri Bacaları
  • Leziz yöresel yemekler
  • Sürpriz ikramlar

Rezervasyon ve İletişim Bilgilerimiz için Tıklayınız

PROGRAM

Trabzon’da buluşmanın ardından aracımızla Fırtına Vadisi’ne doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 1,5 saatlik sahil yolu yolculuğundan sonra vadiye giriş yapacağız.

Sahil yolundan ayrıldıktan sonra yapacağımız yaklaşık 40 dakikalık yolculuğun ardından yerel yaşama dokunmak için otelimizin bulunduğu Mollaveyis Köyü’ne gidiyoruz. Otelde alacağımız öğle yemeğinin ardından gezimize başlıyoruz.

Mollaveyis Köyü’nden Çinçiva Köyü’ne (Şenyuva) yürüyüş yapacağız. Parkurun tamamı orman içindedir. Etrafımız kestane, ıhlamur ve ladin ağaçlarıyla kaplı olacak. 45 dakikalık bir yürüyüş sonrası Zizna Bölgesi’ne varmış oluyoruz. Buradatarihi konakları ziyaret ediyoruz. Sonrasında Zizna’dan ayrılıp yürüyüşümüze devam edeceğiz. Orman içerisindeki patikalardan Çinçiva Köprüsü’ne kadar yaklaşık 1 saat 15 dakikalık bir yürüyüş daha yaparak günün ilk etabını tamamlıyoruz ve grup halinde tarihi Çinçiva Köprüsü’nde hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra rotamızı 1800 metre yükseklikteki Elevit Yaylası’na çeviriyoruz.

Yörenin en bilinen yaylalarından biri olup aslında köydür. Yani bayağı muhtarı, ihtiyar heyeti falan vardır. Hatta ihtiyarlardan başka kimse yok. Yayla bir zamanlar vartivor festivalleri ile meşhurdu. Şimdi eski heyecan yok ama gezginler tarafında çok bilinen bu yayla hala güzelliğini koruyor. Ahşap evleri, vadi içindeki konumu sizleri etkileyecektir.

Elevit’ten ayrıldıktan sonra Şimşir Ormanı'na gidiyoruz. Dünyanın en büyük ikinci şimşir ormanı dense de bu konuda kesin bir kanıt yok. Son yıllarda şimşirler hastalandı ve kurudular. Diyeceksiniz ki buraya neden getirdiniz. Kurumuş şimşir ormanının enteresan bir güzelliği var. Tabi ki temennimiz şimşirlerin tekrar canlanması. :( Şimşir Ormanları ziyaretimizi tamamladıktan sonra otelimize dönüp odalarımıza yerleşiyoruz.

Kahvaltının ardından gezimize başlıyoruz. Bugün birbirinden güzel üç yaylayı ziyaret edeceğiz. İlk olarak Pokut ve Sal Yaylası'na gideceğiz.

Hava durumu ve yol koşullara göre uygun araçla çıkacağımız Pokut ve Sal Yaylaları defalarca gazete ve dergilere konu olan, instagram paylaşımlarının vazgeçilmez noktası, 2000 metre yükseklikte muhteşem güzellikte iki yayladır. Tepe üstüne kurulu bu yaylalardaki tüm evlerin tamamen ahşaptır. Bakirliğini korumuş bu iki yaylanın etrafı vahşi bir ormanla çevrili, manzara ise doyulmaz.

Otelden yaklaşık 1 saatlik bir yolculuğun ardından ilk durağımız olan Sal Yaylası’na ulaşıyoruz. Yaylanın ön kısmındaki geniş çimenlik alan ve arkasında dizili yayla evleri farklı bir güzellik sunuyor. Hele Sal’ın üstündeki bankta oturmak, etrafı seyredip temiz havayı ciğerlere çekmek anlatılmaz yaşanır denen deneyimlerden. Sal Yaylası'yla olan birlikteliğimiz bittikten sonra Pokut Yaylası'na geçiyoruz.

İki yayla arasında yapacağımız yarım saatlik düz orman içi yürüyüş güne ayrı bir güzellik katacak. Bu kısa yürüyüşün ardından bu sefer Pokut Yaylası’nın manzarasının keyfini çıkarıyoruz. Bir yandan deniz, bir yandan Kaçkar, şansımız varsa bulut denizi ve bulutlardan başını çıkarmış dağ adacıkları. Etrafı balta girmemiş bir doğal yaşlı orman ile çevrili olan Pokut’a doyamayacaksınız. Pokut'ta manzaraya karşı vereceğimiz molada size sürpriz ikramlarımız olacak. Yaylayı gezip keyfini çıkardıktan sonra Hazindak Yaylası'na doğru yürüyüşe başlıyoruz.

Hazindak, 4 yaylanın yolunun kesiştiği bir tepe üzerinde kurulmuş küçük sevimli ve oldukça korunmuş bir yayla. 3-3,5 saatlik bir yürüyüşünün ardından yaylaya varıyoruz. Öğle yemeğimizi burada yiyip biraz vakit geçirdikten sonra aracımızla buluşup dönüşe geçiyoruz. Kalan zamana göre yol üstünde uğrayabileceğimiz bir kaç yer daha var. Muhteşem Palovit Şelalesi ise bu yürüyüşü taçlandıracaktır.  15 metre yükseklikteki şelale bölgenin en yüksek değil ama debisi en fazla olan şelalesidir. İsteyenler yoldan aşağıya inip şelalenin dibinde fotoğraf çektirebilir.

Şelaleden ayrıldıktan sonra maceraya doymanların yardımına ise Tarzanpark yetişecek. Buradaki molamızda isteyenler parktaki aktiviteleri yapabilir. Parktan ayrıldıktan sonra otelimize dönüyoruz.

Bugün programın göllü yürüyüşlerinden birini yapmak üzere otelden ayrılıyoruz. Yaklaşık 1 saat 15 dakikalık araç yolculuğunun ardından Fırtına Vadisinin derinliklerindeki Çermeşk Gölü parkurunun başlangıcına varıyoruz.

Parkurun sonunda 2790 metre yükseklikteki Çermeşk Gölü’ne varacağız. Yürüyüş gidiş geliş toplam 8 km. sürecek ve yürüyüş süremiz 3 saat civarında olacak. Parkurun güzel bir eğimi var, patika çok net ve güzel,  dik yokuşlar çıkmayacağız. Göle çıkarken takip ettiğimiz küçük dereyi sadece bir kere geçeceğiz. Yaklaşık 2 saatin sonunda hedefimize ulaşıyoruz. Göl suyu her halükarda soğuk olacaktır ama suya girme niyetiniz yoksa bile mayo havlunuzu yanınızda bulundurun, fikirler orada değişebiliyor. Yeşil mavi renkteki gölün keyfini çıkarma zamanı. Hemen üstünde Karagöl adında bir göl daha var. Ama çıkışı dik olduğu için rotamızda değil. Göldeki mola sırasında biraz yükselirseniz gölün tamamını fotoğraflayabilirsiniz.

Göl kenarında öğle yemeğimizi yedikten sonra aynı patikadan dönüşe geçeceğiz. Aracımızla tekrar buluştuktan sonra dönüş yolundan biraz saparak Kale Yaylasına gideceğiz. Yayla küçük bulunduğu vadi güzel fakat esas özelliği Zil Kale (Kale-1 Zir - Aşağı Kale) in kardeşinin burada olması. Adı Kale-i Bala. Yukarı kale anlamına geliyor. Zil Kale gibi günümüze kadar sağlam ulaşamamış ama Kalenin üstüne çıkıp 360 derecelik manzaraya bakmak isteyebilirsiniz. Bu pek az kişinin gördüğü kale ve manzarayı arkamızda bırakıp otelimize dönüyoruz.

Kahvaltının ardından yoğun bir güne başlıyoruz. Bulut Şelalesi ve Büyük Göl'de (2800m) yüzme şansımız olacak. Mayo ve havlularınızı yanınıza almayı unutmayın.

İlk olarak Tar Deresi parkuruna gidiyoruz. Yaklaşık 45 dakikalık kolay bir yürüyüş sonunda Bulut Şelalesi‘ne gelmiş oluyoruz. İsteyenler burada yüzebilir. Burada verdiğimiz moladan sonra geldiğimiz yoldan geri dönüyoruz ve Ayder Yaylası'na çıkıyoruz. Ayder Yaylası'nda kısa bir mola verip Gelintülü Şelalesi'ni fotoğrafladıktan sonra yola devam ediyoruz.

Ayder'den sonra yörede Laz Yaylaları olarak bilinen ve tabi ki Lazların kurdukları ve yaşattıkları yaylaları göreceğiz. Bir de Avusor Yaylası’nın üzerindeki göle yürüyüşümüz var. Avusor Yaylası’na kadar araçla çıkıyoruz. Yolda Hacizeni, Kvaokobğumeri (Yanlış yazmadık Lazca Taş Yığılı anlamına geliyor) ve Toba Yaylaları’nı göreceğiz.

Avusor Yaylası’na vardıktan sonra Büyük Göl’e 1,5 saatlik bir yürüyüş yapacağız.2800 metredeki bu gölde yüzme molası verdikten sonra aynı yoldan geri dönüyoruz. Avusor Yaylası'na vardıktan sonra yöresel öğle yemeğimizi alıyoruz.

Büyük Göl yürüyüşüne katılmak istemeyenler yaylada vakit geçirebilirler. Yemeğin ardından günbatımı için Huser Yaylası'na doğru yola çıkıyoruz. 2320 metre yükseklikteki yayla, 360olik manzarasıyla deniz dahil her yeri gören konumu ile ön plana çıkıyor. Bir de sosyal medyada bol bol gördüğünüz bulutlara değen salıncak da burada. Yayla civarında biraz yürüyüp salıncakta fotoğrafımızı çektirdikten sonra gün batımını bekleyeceğiz. Eğer bulut denizi de olursa bu hayatta gördüğünüz en güzel manzaralardan biri ile karşılaşacaksınız. Fotoğraf çekebilirsiniz veya sadece seyredebilirsiniz.

Bu yoğun günün ardından otelimize döneceğiz. Akşam yemeği geç olacak bilginize…

Sabah erken kahvaltının ardından aracımızla sahil yolundan ilerleyerek Hopa – Cankurtaran Geçidi – Borçka üzerinden Şavşat'a gidiyoruz. Ancak yol üstünde de uğrayacağımız yerler var.

İlk durağımız Cehennemdere Kanyonu olacak. Dünyanın en derin kanyonlarından biri olarak geçiyor. Biz içinde yarım saatlik bir yürüyüş yapacağız. Yukarıdaki manzara az rastlanır güzellikte. Kanyondan ayrıldıktan sonra yolumuzdan biraz saparak rotamızı Ardanuç'a çeviriyoruz.

İlçenin arkasında yükselen ve milattan önceki dönemlere tarihlenen kaleye gitmek için Adakale Mahallesi'ne gidiyoruz. Bu mahalle Ardanuç’un en eski yerleşim yeri olduğu için tarih kokuyor. 1551 yılında yapılan İskenderpaşa Camii'si  mimarisi ile göz boyuyor. Buradan isteyenlerle kalenin bulunduğu tepenin üzerine çıkacağız. Kaleden geriye kalan pek fazla birşey yok fakat manzara güzel.

Ardanuç'tan ayrıldıktan sonra Şavşat'a geçiyoruz ve otelimize yerleşiyoruz.
Şavşat’ın en önemli özelliği merkezden hangi yöne giderseniz gidin veya rastgele bir yolu takip edin mutlaka hoşunuza gidecek, doğal veya yerel özellikleri ile sizi büyüleyecek bir yere ulaşmanızdır. Sürprizlere hazırlıklı olun.

Otelimizde biraz dinlendikten sonra günbatımına gideceğiz. Burada size bir takım ikramlarımız olabilir. Günbatımının ardından otelimize dönüyoruz. Yemeğin ardından isterseniz seyir terasına gidip yıldızları seyredebiliriz.

Sabah alacağımız kahvaltının ardından ilk olarak Tibeti Kilisesi'ne gidiyoruz. Bu kiliseyi yıkmak için çok uğraşmışlar ama çatısı hariç ön kısmı hala dimdik ayakta duruyor. Kiliseyi fotoğrafladıktan sonra Balıklı Göl'e gidiyoruz.

Yürüyüşümüz ilk etapta biraz dik gelebilir ama çok uzun sürmeyecek merak etmeyin:) Arsiyan Dağı’nın eteklerinde yükselerek göreceğimiz iki yanlı manzara muhteşem. Zaman zaman yok olmaya yüz tutmuş kağnı arabası izlerini takip ederek ilerleyeceğimiz patika bizi Şirata Gölleri‘nin ilki ve küçüğü olan göle çıkaracak. Gittiğimiz mevsime göre su seviyesi değişen gölün rengi beklemiş yoğurt suyuna benzediği için bu ismi almış, yüzmek serbest. (Gürcüce). Hemen ilerisindeki ikinci ve ismi Büyük Şirata olan göl temmuz ağustos aylarında çok alçalıyor. Eğer şanslı isek ortamın bakirliğinden yararlanan angut kuşlarını görebiliriz. Yürüyüşümüze yokuş aşağı devam ederek tekrar Balıkgöl’üne ulaşıyoruz. Burada kısa bir fotoğraf molası verdikten sonra harika bir öğle yemeği için Fevzi Abi ve Nazire Ablanın işlettiği Pona'ya gidiyoruz. Altından dere akan masalarda öğle yemeğimizi aldıktan sonra  Şavşat Karagöl’e doğru harekete geçeceğiz.

Göl etrafında yürüyüşün ardından biraz serbest zaman vereceğiz. İsteyenler kayık kiralayarak göl üstünde keyif yapabilirler. Karagöl'den ayrıldıktan sonra otelimize dönüyoruz.

Otele doğru giderken sizi çok farklı bir yere götüreceğiz. Ama bu şimdilik bizde kalsın. :)

Oteldeki akşam yemeğinin ardından isteyenler yine seyir terasına gidebilir.

Kahvaltıdan sonra otelimizden ayrılıp dönüş yoluna başlıyoruz. Fakat gezilerimiz daha bitmedi. İlk önce Artvin'e inerken sol tarafta 249 metrelik yüksekliği ile ülkemizin en yüksek dünyanın 6. (sıralama değişiyor sürekli) en yüksek barajı olan Deriner’i göreceksiniz. Burada Artvin manzarası ile beraber kısa bir mola vereceğiz.

Ardından yönümüzü Murgul'a çeviriyoruz ve Delikli Kaya Şelalesi'ne gidiyoruz. Tahmin edebileceğiniz gibi akan suyun belki de yüzyıllar içinde oluşturduğu delikten akan şelale görülmeye değer. Altında fotoğraf çektirebiliyorsunuz da. Şelaleden ayrıldıktan sonra yola devam ediyoruz.

Yolda vereceğimiz öğle yemeği molasının ardından kalan zamana göre yolda Rize Bezi ve Sürmene Bıçağı satış noktalarına uğrayacağız.