TYPOLOGIES

Cultural

+ 2
DIFFICULTY

MIN. AGE

LAZ ALPLERİ

Laz Alpleri

  • Gerçek yayla yaşamı deneyimi
  • Kitle turizminden uzak rotalar
  • Bal ormanlarıyla ünlü Maselevat Vadisi
  • Yaylacılığın hala devam ettiği Tacikeri ve Didingola Yaylasında konaklama
  • Özgün mimarisini korumuş yaylalar
  • Yayla, göl ve şelalelere doğa yürüyüşleri
  • Altıparmak Dağı ve manzarası
  • Kolay ve orta seviyeli yürüyüşler
  • 6 gün dağ ve yayla oteli konaklama
  • Leziz yöresel yemekler

Rezervasyon ve İletişim Bilgilerimiz için Tıklayınız

PROGRAM

Trabzon'da buluşmanın ardından aracımızlaRize Çamlıhemşin‘e doğru hareket ediyoruz. Saat 12.00 civarında Çamlıhemşin'e varıyoruz. Öğle yemeğimizi burada alacağız. Burada yemek yerken herkes birbiriyle tanışıyor. Burası ilk yöresel yemeğimizi yiyeceğimiz yer.

Yemekten sonra son alışverişlerimiz yapıyoruz. Bir hafta boyunca bir daha market, bakkal yüzü görmeyeceksiniz ona göre alışveriş yapın. Alışveriş yaparken de yaylalardaki çocukları unutmayın, ufak tefek hediyeler almanız (hatta gelirken kitap, boya vb. getirmeniz) onları çok sevindirecektir.

Alışverişimizi tamamladıktan sonra ilk konaklama yerimiz olan Tatskeri Yaylası’na doğru yaklaşık iki saat sürecek olan yolculuğumuza başlıyoruz.Yayla Maselevat Vadisi içinde ve  bölgenin az bilinen vadilerinden eski gelenekler, yaylacılık kültürü ve mimarinin daha iyi korunduğu bu vadide eski yerleşimleri göreceğiz ve sırası ile çay bahçelerinden geçeceğiz. Yolculuk esnasında rehberimiz sizlere yöre, yöre kültürü, geçim vb. bilgi paylaşımlarında bulunacaktır.
Geze geze yaptığımız bu yolculuğun sonunda Tatskeri Yaylası’na varıyoruz. Yayla 1900 metre yükseklikte ve çok iyi korunmuş. Bazı yaylalarda olduğu gibi Tatskeri Yaylasında ahşap dışında bir yapıya izin vermiyorlar. İki gece konaklayacağımız ahşap pansiyonumuza yerleştikten sonra yaylayı dolaşabilirsiniz. Lazların yaşadığı yaylanın sakinleri çok konuksever. Eğer hava açıksa tüm sahil şeridi, Pokut Yaylası, Hazindak Yaylası, Gito Yaylası ve Kaçkarları gören bir mevkide olması. Yani hava açık olsun diye dua edin. Akşam yemeği için otele dönebilirseniz iyi:)
-------------------------------------------------------------------------------------
İpucu: Karadeniz insanı sert mizaçlı ama sıcakkanlıdır, muhabbeti sever, çekinmeyin.

Önemli: Tur boyunca her gün telefon ile konuşabileceksiniz ama yürüyüş sırasında belirli yerlerde. Konakladığımız yerlerde telefon çekmez.

Not: Turun en önemli özelliği yürüyüşlerin saat 15.00 civarında bitiyor olması. Dinlenmek, fotoğraf çekmek ve muhabbet etmek için bol bol vaktiniz olacak.

Bugünkü yürüyüşümüz kahvaltının ardından 2000 rakımın üzerinde hafif inişli çıkışlı bir rotadan yürüyerek Boçuzoni Yaylası'na yürüyeceğiz. Tarihi yayla göçü rotası üzerinde bulunan bu yaylanın yürüyüş güzergahında yüzlerce yıllık ahşap yayla evleri ve sağlı sollu vadilerin tepeden muazzam görüntüleri bize eşlik edecek. Orman sınırının bittiği yerde olan bu yayla'da biraz dinlenip manzaranın tadını çıkardıktan sonra aynı yoldan Tatsikeri Yaylası'na geri dönüyoruz. Fakat yaylaya varmadan eski bir patikaya girip Demirsari bölgesine yürüyoruz. Bu bölge adını demir içeren sarı sularından almıştır. Ve eğer şanslı isek Altıparmak dağlarının yüksek doruklarını ve muhteşem bir bulut denizi görüp günü bitirebiliriz. Konaklamamız Tatsikeri Yaylasındaki pansiyonumuzda. Öğlen yemeğimiz kumanya şeklinde olacaktır.  Toplam yürüyüş süremiz 4-5 saat şeklinde ve kolaydır.

Akşam yemekten sonra eğer yaylada tulumcu varsa bir horon vururuz artık.

Bugün kahvaltıdan sonra Tatskeri'den ayrılıyoruz. Hedefimiz Didingola yani Büyük Yayla. Tatskeri'den ayrılmadan önce eşyalarımızı araca yükleyip Didingola’ya gönderiyoruz. Bugünkü yürüyüşü yapmak istemeyenler bu araçla yaylaya gidebilirler ama pek tavsiye etmeyiz:)

İlk durağımız olan Nozona Yaylası'na çıkışımız yaklaşık 1 saat 45 dakika sürecek. Nozona, Ermenice mola yeri demek ve 2004 metre yükseklikte bulunmaktadır. Bilmeyenler için söyleyelim bu bölgede Ermeniler de yaşıyordu  bu nedenle bazı isimler Ermenicedir.

Nozona da kısa bir mola verdikten sonra yaylaya çıkacağız. Bazı yerleri dik ama mola verilecek düzlükleri de var. Mevsime göre böğürtlen, dağ çileği, yaban mersini yiye yiye çıkın işte, kovalayan yok.

Nozona telefonun çektiği bir yer olduğu için yarım saat kadar burada kalıyoruz. Daha sonra Didingola’ya (Büyük Yayla) doğru yolumuza devam ediyoruz. İki saatlik yürüyüşün ardından Büyük Yayla'ya varıyoruz. Patika çok eğimli değil rahatlıkla durmadan yürüyebilirsiniz. En  sonunda yaylaya geldik. Burası adı gibi büyük bir yayla ve 2400 metre yükseklikte. Yaylacılığın ve hayvancılığın aktif olarak sürdüğü ender yaylalardan biri. Hemen karşınızda yükselen Altıparmak Dağı ise bakmaya doyamayacağınız manzarası.

Yaylada 100 kadar ev var, hepsi ahşap veya ahşap taş karışımı. Kalacağımız tamamen ahşap yayla oteli. Yaylaya hakim bir manzarada konuşlanmış. Yayla kendi elektiriğini üretiyor, yani elektriğimiz de var. Pilleri, telefonu şarj edebileceksiniz.

Odalara yerleştikten sonra sizi yaylaya salıyoruz. Evet, yanlış okumuyorsunuz, bu turun en önemli amaçlarından biri sizleri yayla insanları ile tanıştırıp, kaynaştırmak. Bunu başarıyoruz ki eve dönmeyenler oluyor, akşam çıkıp evlerden topluyoruz bazılarını. Bir bakmışsın biri yemeğe oturmuş, biri keçi sağıyor, diğeri küçük bir kızın saçını örüyor, öbürü yaylanın yaşlılarını bulmuş (bunu kaçırmayın) patlamış mısır yapmışlar ülke meselelerini konuşuyorlar. Çok güzel, kendinizi çok iyi hissedeceksiniz burada, çok iyi.

--------------------------------------------------------------------------------------

İpucu: Yayla insanına aldığınız herhangi bir şey için (ekmek verirler, kaymak verirler) para teklif etmeyin kabul etmezler, bozulurlar. İsteyenler burada peynir satın alabilecek o başka.

Not: Keçi sütü sağmak enteresan bir deneyim ve sanıldığından daha kolay. Bu deneyimi yaşamak isteyenler Didingola'da kaldığımız sürece sabah saat 05.00'te ve akşam saat 18.00'de sütlerini sağabilir.

Müthiş bir yayla kahvaltısının ardından saat 09.00 civarında Lelvani Göller Bölgesi'ni içeren yürüyüşümüz başlayacak. Toplam yürüyüş süremiz beş saat civarında.

Önce kaldığımız evin karşı yamacındaki patikadan yükselmeye başlıyoruz. Yarım saatlik yürüyüşün sonunda sahili gören balkona ulaşıyoruz. Burası aynı zamanda telefonun bugün çektiği nokta. 15 dakikalık molanın ardından karşımızda gözüken Lelvan Geçidi'ne doğru yürüyüşe devam ediyoruz. Patika sonlara doğru biraz dikleşiyor ama çok uzun değil.

Geçide vardığımızda kısa bir fotoğraf molası veriyoruz. Bu arada hatırlatmadan geçmeyelim makinanızın pili her zaman dolu ve yanınızda yedek kart olsun. Çünkü eliniz parmağınız hep deklanşörde olacak. Geçitten aşağıya öğle yemeği molası vereceğimiz ve yüzeceğimiz (evet yine mayo havlu taşıyın) 2600 metre yükseklikteki Lelvan Gölü'ne doğru iniyoruz. Yarım saatlik yürüyüşün ardından gölün kenarındayız. Buradan Golazena Yaylası gözüküyor.

Yüzme ve yemek molasından sonra geçide geri dönüyoruz. Çıkış 45 dakika sürüyor. Geçide geldikten sonra etrafı daha iyi görmek için 20 dakikalık yürüyüşle üstünde olduğumuz tepenin zirvesine çıkıyoruz. İşte burası uçma hissini yaşayabileceğiniz bir yer. Sağ tarafınızda Altıparmak Dağı, Kemerli Kaçkar Dağı, yine sağınızda Ambar Gölü, karşınızda Çifte Göller, Uzunçayırlık Gölü,  altınızda Eğrisu Gölü daha ne ister ki insan.

Dönüşümüz çıktığımız yolun karşısından olacak, burada belirli bir patika izlemiyoruz, zamana bağlı olarak fotoğraf çeke çeke iniyoruz. Balkonda son telefon molasını verip yaylaya dönüyoruz.
Yaylayı gördükten sonra sizleri serbest bırakıyoruz.  Çayları yudumlayıp biraz dinlendikten sonra yayladaki çocukların oyun oynadığı ve yaylacılar ortak aktivitelerini (horon vb.) çimenliğe gidip yayılıyoruz. Çimenliğin ortasından akan dereye ayaklarımızı sokup günün yorgunluğunu gideriyoruz.
Akşam bize hoş geldin demek için bir organizasyon yaparlarsa şaşırmayın, katılın. Aaaal oynaaa!! :)

Yine çok keyif alacağınıza emin olduğumuz bir güne başlıyoruz.

Kahvaltının ardından saat 09.00 civarı yürüyüşe başlıyoruz. Bugün turun en kolay yürüyüşünün olduğu gün. Toplamda dört saat yürüyeceğiz ve isteyenlerin çıktığı Cennet Cehennem Zirvesi (Bu adı biz koyduk! boşuna araştırmayın) hariç neredeyse dümdüz. Yürüyüş tamamen patikada geçiyor, yürüyüşün başlarında yaylanın mezarlığından geçiyoruz ve evet yine mezarımın böyle bir yerde olmasını isterim sonra muhabbeti dönecek. 20 dakika sonra Çatalkaya'ya varıyoruz.

Bu kaya görebileceğiniz en fotojenik kayalardan biri. Adını çatala benzediği için almış. Belli bir noktaya kadar üstüne çıkabiliyorsunuz. Burada fotoğraf çektirmeden geçmeyin. Yaklaşık 15 dakika sonra telefon çeken noktaya varıyoruz. Yine bir 10 dakika telefon molası veriliyor. 45 dakika sonra Didingola gibi 2400 metre yükseklikteki Koç Düzü Yaylası'na varıyoruz.

Yaylanın hemen girişinde Koç Düzü Gölü veya Adalı Göl denen göl var. Yaniii artık biliyor olmanız lazım mayo ve havlu çantada. Göl kenarında biraz mola verdikten sonra öğle yemeğimizi hava durumuna göre ateşte sucuk veya kumanya şeklinde alıyoruz.

Yemeğin ardından isteyenlerle (hava kapalı ise çıkılmaz) Cennet Cehennem'e çıkıyoruz. Burası tüm yaylayı, gölü, ilk gün çıktığımız yolu gören bir tepe. Neden Cennet Cehennem dediğimize gelince; bu tepenin yaylaya bakan tarafı cennet gibi (cennete daha gitmediğimizden tam olarak emin değiliz tabi) yayla, göl çok güzel bir manzarası var. Tepenin arka tarafı ise heyelan nedeni ile çok dik bir hale gelmiş ve tamamen toprak, böyle bakan korkuyor. Bu nedenle bu tarafa da cehennem (bundan da tam olarak emin değiliz) diyoruz. Cennet mi cehennem mi bilemeyiz ama fotoğraf için muhteşem bir yer.

Sonra yaylaya dönüş başlıyor, saat 15.00 civarı yayladayız. Bugün isteyenlerle (ki şimdiye kadar isteyen çıkmadı) yaylanın arka tarafındaki Kuru Göl'e çıkılabilir. Gidiş-dönüş iki saat deniyor ama değişebilir tabi.

Bugün Didingola’dan ayrılma vakti. Sabah erken saatte yola çıkmadan önce yayladakilerle vedalaşıyoruz. Kiminiz hüzünlenecek, kiminiz ağlayacak, kiminiz de fotoğrafları göndermek için adres toplayacak. Ama eminiz ki hepinizin kalbi orada kalacak.

Çantalarımızı Ayder’e gidecek araca yükledikten sonra arkamızda Didingola manzarası ile yürüyüşe başlıyoruz. İlk başta çok eğimli olmayan patika göle yaklaştıkça dikleşiyor ama S’ler çizen patika sayesinde çok zorlanmadan 2760 metre yükseklikteki Kaçkar Gölü’ne varıyoruz. Gölle bağlantılı olan ve içinde alabalık yaşayan Balıklı Göl‘ün yanından geçiyoruz ve tabi göl varsa mayo ve havlu da var hatırlatmamıza gerek yok.

Göl kenarında yarım saatlik yüzme ve fotoğraf molasından sonra Altıparmak Dağı’na giden geçide doğru çıkıyoruz. Şimdi burada önemli bir nokta var. Diğer tarafa üç farklı geçitten geçilebiliyor.

  • İlki hemen gölün üstünde, kısa ama dik ve zor,
  • İkincisi biraz solda, hem uzunluk hem diklik orta,
  • Üçüncüsü en solda, uzun ama kolay. Grubun durumuna ve isteğine göre rehberiniz birisini seçecektir.

Hangi geçit olduğu fark etmez, geçidin üstüne çıktığınızda tam karşınızda 3562 metre yükseklikteki Altıparmak Dağı ile yüzleşeceksiniz. Bir dağı net ve tam böyle karşıdan görmek çok ilginç bir duygu. Burada uzun bir fotoğraf molası verdikten sonra vadinin aşağısına doğru inip 15 dakika süren Avusor Geçidi'ni çıkıyoruz.

Bundan sonra yokuş aşağı patikayı takip ederek 1,5 saat sonra yürüyüşümüzün sonuna 2400 metre yükseklikteki lazların yaşadığı Avusor Yaylası’na varıyoruz. Öğle yemeğimizi yedikten sonra yemekten sonra aracımızla yapacağımız 1 saatlik yolculukla Ayder’e varıyoruz ve otelimize yerleşiyoruz. (Ayder otellerdeki yoğunluğa göre bu turun konaklaması Mollaveyis Köyü’nde de gerçekleştirilebilir.)
Akşam sıkı bir horona hazırlıklı olun. Yorgun olacağınızı zannediyorsunuz ama değilsiniz

Kahvaltının ardından Mollaveyis Köyü'nden Çinçiva Köyü’ne (Şenyuva) yürüyüş yapacağız.

Parkurun tamamı orman içindedir. Etrafımız kestane, ıhlamur ve ladin ağaçlarıyla kaplı olacak. 45 dakikalık bir yürüyüş sonrası Zizna Bölgesi’ne varmış oluyoruz.

Ardından buradaki tarihi konakları ziyaret ediyoruz. Sonrasında Zizna’dan ayrılıp yürüyüşümüze devam edeceğiz. Orman içerisindeki patikalardan Çinçiva Köprüsü’ne kadar yaklaşık 1 saat 15 dakikalık bir yürüyüş daha yaparak yürüyüşümüzü tamamlıyoruz. Grup halinde tarihi Çinçiva Köprüsü’nde hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra otelimize dönüyoruz.

Otele döndükten sonra eşyalarımızı toplayıp aracımıza yerleştiriyoruz ve Trabzon Havaalanı’na doğru yola çıkıyoruz. Kalan zamana göre yolda Rize Bezi Atölyesi ve Sürmene Bıçağı satış noktalarına uğrayacağız. Saat 16:45-17:00 civarı Trabzon Havaalanı'na ulaşıyoruz. Maalesef tur bitti veda zamanı.