Trabzondaki buluşmanın ardından aracımızla Kaçkar Dağları'nın güney eteklerinde yer alan Yusufeli'nin Yaylalar(Hevek) Köyü'ne doğru yola çıkıyoruz. Bu uzun yolculuk sırasında yol üstünde ilk olarak Artvin'in Arhavi ilçesinde bulunan Kamilet Vadisi'nde yer alan Mençuna Şelalesi ve Çifteköprü'ye gidiyoruz. Bölgede iki taş köprüyü bir arada görebileceğiniz tek yer olan Çifteköprü’yü ziyaret ettikten sonra aracımızla Mençuna Şelalesi yürüyüş parkurunun başına geliyoruz.

Patikadan yapılan yürüyüşle yaklaşık 45 dakikada şelaleye varıyoruz. Şelale doğa severler tarafından bir kaç yıldır ziyaret ediliyor. Yaklaşık 70 metreden dökülen şelale yüksek bir debiye sahip değil fakat görsel olarak bizleri tatmin edebiliyor. İsteyenler altındaki gölete girilebilir. Şelaleden ayrıldıktan sonra aynı yoldan geri dönüp sahil yolunu kullanarak Hopa'ya varıyoruz. Burada sahil yolundan ayrıldıktan sonra Artvin'e doğru yola devam ediyoruz. Yusufeli'nde vereceğimiz kısa molanın ardından Hevek'e ulaşıp pansiyonumuza yerleşiyoruz ve dinlenmeye geçiyoruz.

Pansiyonumuzdaki kahvaltıdan sonra sırt çantalarımızı ve bavullarımızı katırlara yükleyip 2200 metre yükseklikteki Olgunlar (Meredet) Yaylası'na çıkıyoruz. Kısa bir molanın ardından artık Kaçkar patikasına girip yürüyüşe başlıyoruz. Eşyalarınızı hazırlarken onları koca gözlü tatlı katırların taşıyacağını unutmayın. Bu yüzden sert yapılı (hardcase) bavulları tercih etmemenizi ve kampa gereksiz eşya çıkarmamanızı rica ediyoruz. 

Bugünkü parkurumuzun orta noktası olan Nastaf Yaylası'nda (2400m) kısa bir mola verdikten sonra 1,5 saatlik yürüyüşle Dilberdüzü Kamp Alanı'na (2900 m) varıyoruz.

Öğle yemeğimizi aldıktan sonra çadırlara yerleşiyoruz. Sonrasında rehberiniz zirve tırmanışı ile ilgili brifing veriyor, sorularınızı cevaplıyor. Aklimatizasyon (yüksekliğe alışma) için dinlenmeniz için serbest zamanınız başlıyor. Bu süre boyunca dinlenebilir veya etrafta fotoğraf amaçlı kısa yürüyüşler yapabilirsiniz.

Bugünü anlatmadan önce önemli bir hususa değinelim. Her ne kadar turumuzu espirili bir dilde anlatmaya çalışıyorsak da bu turun kolay olduğu değil eğlenceli olduğu anlamına gelmelidir. Trans Kaçkar zor ve uzun yürüyüşlerin olduğu fakat tecrübe gerektirmeyen bir programdır.

Bu turun özellikle zirve günü yani bugün oldukça zordur. Birçok kişinin sadece bu amaçla geldiğini biliyoruz, ama dağa çıkmak sadece inanmak ya da çok istemekle olmuyor. Fiziksel durumunuz, aklimatize olmanız, o geceki uykunuz, yedikleriniz ve hatta karakteriniz ile ilgilidir. Herşeyden önce bunun bir grup aktivitesi olduğunu unutmamak gerek. Bazen grubun geri kalanı için üzüleceğiniz bir karar almanız gerekebilir. Bazen içinde bulunduğu durumdan dolayı bu kararı almakta zorlanan arkadaşlarımız mutlaka rehberimizin kararına uymalı. Rehberlerimiz bu konuda kesin ve son otoriteridir.

Sabahın ilk ışıklarıyla başladığımız yürüyüşe ilk 45 dakika S’ler çizen oldukça dik katır osurtan yokuşundan başlıyoruz. Bir tempo tutturarak çıktığımız rotamızdaki ilk uzun molamız 3450m yüksekteki Deniz Gölü. Az önce dünyanın bu yükseklikteki en derin 2. gölü ile tanıştınız :)

Moladan sonraki hedefimiz 45 dakikalık yürüyüş mesafesinde bulunan 3600 metre yükseklikteki Karar Noktası. Buraya karar noktası diyoruz çünkü geri dönmek isteyenler burada çıkacakmıyım dönecekmiyim kararını vermeli. Karar veremeyenlere biz yardımcı oluyoruz.

Karar noktasından sonra dik, kayalık, çarşak dolu, sezona göre yer yer kar ve buz olan çıkıştan sonra 3937 metrede Karadeniz’in en yüksek noktasına, Kaçkar Dağı’nın zirvesine ulaşıyoruz. Burada bazılarımız hayatı için önemli kararlar alıyor bazılarımıza ise  tam aydınlanacakken bi gülme geliyor :)  Zirve’nin kime ne katacağını bilemeyiz ama neredeyse herkesin yaşadığı en büyük deneyim. Veya yaşayacağı daha büyük deneyimlerin başlangıç noktası.

Hava koşulları uygunsa zirvede yarım saat kalıyor ve aydınlandıktan sonra :) inişe geçiyoruz. İnişin çıkıştan daha zor olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Aynı rotadan kampımıza dönüyoruz. Bazıları bir an evvel kamp alanında catwalk yapmak için sabırsızlanırken, bazıları her taşın üzerinde dinlenerek inmeyi tercih ediyor. Kamp alanına olimpiyat şampiyonu edasıyla gelen de oluyor, ağlayarak, bela okuyarak gelen de :)  Artık kampın keyfini çıkarma vakti…
--------------------------------------------------------------------------
Önemli: Lütfen yanınızda getirmeniz gereken malzemeleri çok dikkatli okuyun. Kaçkar, spor ayakkabı ile çıkılacak bir dağ değildir. Zirve çıkışının en önemli belirleyicisi hava koşullarıdır.

Bugün dinlenmenizi öneririz. Çünkü yarın zirve kadar zorlu ve uzun bir trans yürüyüşümüz daha olacak. Sabah zirve yorgunu olduğumuzdan erken kalkmayacağız. Bugün istemeyenler tüm vaktini kamp alanında veya etrafta gezintiler yaparak geçirebilir.

Yürümek isteyenler ise Adsız Zirve‘ye doğru 3-4 saatlik bir yürüyüşe çıkabilir. Ama aramızda kalsın bugün genelde hiçbirşey yapılmaz. Dereye girilir, muhabbet edilir ve ortamın keyfi çıkarılır.

Bugün iyice dinlenmiş şekilde erkenden kalkıyoruz. Ana kamptaki son kahvaltıdan sonra çantalarımızı katırlara yükleyip Dilberdüzü’nden ayrılıyoruz. 2.5 saatlik yokuş aşağı yürüyüşle Olgunlar Yaylası’na varıyor ve biraz mola veriyoruz. Bundan sonra artık yokuş yukarı, Naletleme Geçidi’ne doğru yola çıkıyoruz.

Rehber önde siz arkada yürü babam yürü, yürü babam yürü. :) İlk mola Dibe Yaylası’na, sonra Dibe Düzü’nde. Burada biraz soluklanıp Naletleme Geçidi’ne doğru tırmanışa devam ediyoruz. Naletleme geçidi aslında adı gibi ürkütücü değil kesinlikle, galiba, şüphesiz, belki :) Genelde kısa süreli şuur kaybına neden olup yürüyüş sonunda geçide ‘Allah belanı versin geçidi’, ‘kahrolası geçidi’ gibi isimler koyanlar olmuştur. :) Neyse efendim lafı uzatmaya gerek yok, meşhur geçidimizi ağır ağır çıkıyoruz.

Geçit 3400 metre yükseklikte ve Rize’yi Artvin’den ayıran sınır tam üzerinden geçiyor. Naletleme Geçidi’nden sonra Karadeniz Gölü’ne doğru inmeye başlıyoruz. Göle inmeden karşımıza çıkan Acı Göl'ün kenarından Kavrun aşıtına doğru çıkacağız. 15 dakikalık bu çıkışın ardından Küçük Gölün kenarında Mezovit ve Kemerli Kaçkar manzarasına karşı bir mola vereceğiz. Daha sonra patikadan aşağıya inerek 2200 metre yükseklikteki Kavrun Yaylası'na varıyoruz. Burada biraz mola verdikten sonra minibüsle Mollaveyis Köyü'ne inip otelimize yerleşeceğiz. (Ayder otellerdeki yoğunluğa göre bu turun konaklaması Ayder Yaylası'nda da gerçekleştirilebilir.) Akşam horon var. Bu kadar yürüyüşten sonra horon vurulur mu demeyin. Öyle güzel oluyor ki:)

Turumuzun son gününde bölgenin özgünlüğünü korumuş yaylalarından birine gidecek, zirvesine yürüyüş yapacak sonrasında da komşu Badara Mezrası'nı ziyaret edip dolaşacağız. Ancak yaylalardan önce Fırtına Vadisi'ni geziyoruz.

Eşyalarımızı aracımıza yükleyip otelden ayrıldıktan sonra ilk olarak Zil Kale'ye (Zir Kale) gidiyoruz. 14.yy’a tarihlenen kaleyi gezip fotoğrafladıktan sonra Şimşir ormanına gideceğiz. Dünyanın en büyük ikinci şimşir ormanı dense de bu konuda kesin bir kanıt yok. Son yıllarda şimşirler hastalandı ve kurudular. Diyeceksiniz ki buraya neden getirdiniz. Kurumuş şimşir ormanının enteresan bir güzelliği var. Tabi ki temennimiz şimşirlerin tekrar canlanması. :( Şimşir Ormanları ziyretimizi tamamladıktan sonra Gito Yaylası'na doğru yola çıkıyoruz.

Yaklaşık 40-50 dakikalık bir yolculukla 2050 metre yükseklikteki Gito Yaylası'na varıyoruz. Fırtına Vadisi'ne hakim bir konumdaki Gito'da; Pokut Yaylası, Çat Köyü, Badara Mezrası, Altıparmak Dağları ve hatta hava berraksa Gürcistan Dağları manzaramızı oluşturacak.

Yaylada ilk olarak öğle yemeğimizi alıyoruz. Yemeğin ardından yürüyüşe geçiyoruz. İlk olarak yaylanın en üstündeki eve kadar 20 dakikalık kısa bir yürüyüş yapıyoruz. Ardından yaylanın üstünde göreceğiniz tepeye bir yürüyüş daha yapacağız. Bu iki yürüyüşü herkes rahatlıkla gerçekleştirebilir. Yaklaşık yarım saat sonra tepeye varmış olacağız. Burada manzara inanılmaz. 360 derecelik bir panaromaya sahip denizi de gören bir nokta. Burada kısa bir mola verip sürpriz ikramlarımızla birlikte manzaranın keyfini çıkardıktan sonra aşağıya iniş başlıyor. Aracımızla Gito Yaylası'ndan Badara Mezrası'na geçiyoruz. Badara Mezrası aslında küçük bir yayla. Önündeki küçük göleti ile güzel de bir fotoğraf veriyor. Badara'da yaptığımız kısa gezintinin ardından Trabzon'a doğru yola çıkıyoruz.

Bugün bölgenin özgünlüğünü korumuş yaylalarından birine gidecek, çevresinde yürüyüş yapacak sonrasında da komşu Badara Mezrası'nı ziyaret edeceğiz. İlk olarak Gito Yaylası'na doğru yola çıkıyoruz.

Yaklaşık 60-70 dakikalık bir yolculukla 2050 metre yükseklikteki Gito Yaylası'na varıyoruz. Fırtına Vadisi'ne hakim bir konumdaki Gito'da; Pokut Yaylası, Çat Köyü, Badara Mezrası, Altıparmak Dağları ve hatta hava berraksa Gürcistan Dağları manzaramızı oluşturacak.

Yaylanın içinden başlayan yürüyüş yaylanın arkasında göreceğiniz tepeye kadar sürecek.  Burada manzara inanılmaz. 360 derecelik bir panaromaya sahip denizi de gören bir nokta. Hatta hava çok açıksa Gürcistan Dağlarını bile görebilirsiniz.Kısa bir mola verip manzaranın keyfini çıkardıktan sonra yaylaya dönüp yöresel öğle yemeğimizi alıyoruz. Yemeğin ardından aracımızla  Badara Mezrası'na geçiyoruz.

Badara Mezrası aslında küçük bir yayla. Önündeki küçük göleti ile güzel de bir fotoğraf veriyor. Badara'da yaptığımız kısa gezintinin ardından Trabzon Havaalanı’na doğru yolumuza devam ediyoruz.
Kalan zamana göre yolda Rize Bezi Atölyesi ve Sürmene Bıçağı satış noktalarına uğrayacağız.